İŞVERENİN EŞİT DAVRANMA
BORCUNA AYKIRI DAVRANDIĞI İDDİALARININ İSPAT HUKUKU AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ
NOT: Bu makale Legal
İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Nisan-Mayıs-Haziran 2012, Sayı 34. yayımlanmıştır.
Dr. Hakan ALBAYRAK /Dr. Ertuğrul YUVALI-
GİRİŞ
Bu
makalede, işverenin eşit davranma borcuna aykırı davrandığı iddialarının ispat
hukuku açısından değerlendirilmesine çalışılmıştır. İşverenin eşit davranma
borcu İş Kanunu madde 5’de düzenlenmiştir. İnceleme konumuz İş Kanunu madde 5’
de geçen eşit davranma borcuna aykırılık halleri değil, bu durumların ispatına
ilişkin son fıkrada düzenlenen durumdur. Maddenin son fıkrasında eşit davranma
borcuna aykırılık iddialarının ispatına ilişkin çok özel bir ifade geçmektedir.
İş Kanunu’nun 5. maddesinin son fıkrasına göre, işçinin, işverenin eşit
davranma borcuna aykırı olarak davrandığı ihtimalini güçlü bir biçimde ortaya
koyması yeterlidir. İşçi eşit davranma borcuna aykırılık iddiasını bu şekilde
ispatladıktan sonra ancak ispat yükü yer değiştirmekte ve işveren böyle bir
ihlalin olmadığını ispatlamak durumunda kalmaktadır. İşte bu hükmün ispat hukuku
açısından değerlendirilmesi gerekir. Bu hüküm ile ispat ölçüsünün mü kast
edildiği yoksa ispat yükünün yer değiştirmesinin mi söz konusu olduğuna bakmak
gerekir. Ayrıca sıklıkla karıştırılan tam ispat - yaklaşık ispat açısından da
durumun özel olarak ele alınması gerekmektedir. Böylece hükmün teorik açıdan
nerde durduğu belirlenebilecektir. Bu şekilde ki bir belirleme hükmün doğru
anlaşılmasına da yardımcı olacaktır.
Bu nedenle öncelikle ispat
hukuku açısından bazı açıklamalar yapmaya çalıştık. Ancak yapmış olduğumuz her
açıklamanın ispat hukuku açısından ayrıca değerlendirilmesi gereken başlı
başına bir konu olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle açıklamaları yalnızca
inceleme konumuzla ilgili olduğu kadarı ile kısa tuttuk. Bu açıklamalar
neticesinde çizilen teorik çerçeveye dayalı olarak belirlemelerimizi yaptık.
Türk
Hukukunda mahkemelere intikal eden ayrımcılık iddialarında sendikal nedene
dayalı ayrımcılık iddialarına sıklıkla karşılaşılmaktadır. Buna karşılık ırk,
renk, dil, din, mezhep, özürlülük, cinsiyet ve cinsel tercihe dayalı olarak
ayrımcılığa ilişkin davalara ise daha az rastlanılmaktadır. Bu nedenle sendikal
nedene dayalı ayrımcılık iddialarının ispatına da özel olarak değinmek
istedik. Bu açıdan bu durumu ayrı bir
başlık altında incelemeyi uygun gördük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder